"Dikey mutsuzluk":Söyleneceklerin Ertelenmesi
Eylül'ün telaşından, Ekim'in sıkıntısından Kasım'ın soğuğundan bir şey anlayamadım. Oturdum, onlarca kelime karaladım. Ellerim yorulmamıştı oysa, yaşadıklarım ve gördüklerim yine eskisi gibi çoktu. Yine dökülmüştü yapraklar. Unutulmuş yalnızlığımız, bir önceki seneden katlanıp raflara konmuş. Birer birer çıkartmıştık yine, gelmeyenleriyse şarkılarla çağırmıştık. Hava çok soğuktu. Uzun zaman bizi terk etmeyen güneşli günlerin ardından bir tokat gibi yüzümüze vurulmuştu sonbahar. "Belki" bile demiştik, belki bu son görüşümüz onu. Belki kış gelecek artık yazdan sonra, bu kadar keskin bir dönüşün açıklaması ne olabilirdi ki? Hayır, hiç de öyle olmadı ama, biz yine turuncu yapraklarla gri gökyüzü arasında sıkışmış halde bulduk kendimizi. Kimimiz tekil sevdalı, kimimiz kendi yazdığı hikayenin başrolünde, sevdiği ile mutlu. Kimimiz yalnızlığı kanıksamış, kimimiz de unutmuş artık ne olup ne bittiğini sessiz bir beklemede. Artık hep böyle mi olacak sonbaharlar? Ç...