"Dikey mutsuzluk":Söyleneceklerin Ertelenmesi

Eylül'ün telaşından, Ekim'in sıkıntısından  Kasım'ın soğuğundan bir şey anlayamadım. Oturdum, onlarca kelime karaladım. Ellerim yorulmamıştı oysa, yaşadıklarım ve gördüklerim yine eskisi gibi çoktu.
Yine dökülmüştü yapraklar. Unutulmuş yalnızlığımız, bir önceki seneden katlanıp raflara konmuş. Birer birer çıkartmıştık yine, gelmeyenleriyse şarkılarla çağırmıştık.

Hava çok soğuktu. Uzun zaman bizi terk etmeyen güneşli günlerin ardından bir tokat gibi yüzümüze vurulmuştu sonbahar. "Belki" bile demiştik, belki bu son görüşümüz onu. Belki kış gelecek artık yazdan sonra, bu kadar keskin bir dönüşün açıklaması ne olabilirdi ki?

Hayır, hiç de öyle olmadı ama, biz yine turuncu yapraklarla gri gökyüzü arasında sıkışmış halde bulduk kendimizi. Kimimiz tekil sevdalı, kimimiz kendi yazdığı hikayenin başrolünde, sevdiği ile mutlu. Kimimiz yalnızlığı kanıksamış, kimimiz de unutmuş artık ne olup ne bittiğini sessiz bir beklemede.

Artık hep böyle mi olacak sonbaharlar?

Çok yazık, nasıl da yaşlandırdı bizi bu kitaplar. Toplasak boyumuzdan büyük, yaksak bir dünya insan ısınır. Ve kim bilir kaç ağaç yaşar üzerlerinde, kaç yaş halkası bölünmüştür ortadan biz büyüyelim diye...
Sahi biz büyüyor muyuz? Şüpehli...

Bazen, zaman geçtikçe sadece daha çok şey biliyor ve daha mutsuz oluyormuşum gibi hissediyorum.

Sonra bir şiir buluyorum tesadüfen. Şiirler iyi geliyor.

ACIYOR

Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor


Biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak


En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
ötede beride yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
Bütün söz vermelerin tarihçesi
sevgim acıyor


Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar


Tavrım bir şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
Kış geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse


Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar.


Turgut UYAR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose