Bi'kedim var.
Yalnızca söylediklerimiz mi bizi biz yapar? Buraya yazdıklarımız kadar mıyız yoksa sadece?
Bu sadece bir başlangıç. Yaşadıkça, çok daha yenilikler düşecek gölgelerimize. Çok daha fazla ağlayacak gözlerimiz. Azalacak nemi yanaklarımızın. Sessizce dans edeceğiz.
Şimdi bir ipin ucunda düzgün yürümeye çalışan birer akrobat gibiyiz. Yolumuz belli aslında, ama nasıl gideceğiz, sonuna nasıl varacağız hiç bilmiyoruz. Bir kere başladık ya, geride dönemiyoruz. Nedensiz niçinsiz günlerin tam ortasında, kendi kumsalımızda kaleler inşa etmeye çalışıyoruz.
Geride bıraktıklarımız bize ya el sallıyor, ya da biz onlara bakmamak için başımızı önümüze eğiyoruz. Çok mu konuştuk ne? Çok mu söyledik zamanında? Ne kadar gereksiz kavgalardı onlar, tutkulu ama toyca. Ne kadar yanlıştı belki o cümle, ne kadar yanlıştı öznesi.
Bunu kafamızı önümüze eğdiğimiz o saniye fark etmemiz, ne acı.
Yalnızca söylediklerimiz bizi biz yapamıyor. Yaptıklarımız kadar kalıyoruz maalesef. Yalnızca bir çığlık atsak mesela, söylemeden kaçsak, anlarlar mı bizi? Ya da yazsak günler boyu, dindirebilir miyiz içimizdeki vicdanın ayak seslerini?
Bilmiyoruz hala bilmiyoruz ne yazık. Düşünüyoruz, düşünmek şimdi en kolayı.
Kim bilir kaçıncı pişmanlığız birbirimizin hayatında? Kaçıncı cevabıyız söylenemeyen tüm sözlerin? Bilmiyoruz.
Sadece bir kısmını anlatıyoruz, bizdekileri, yüreklerimizdekini. Gidenler o gemide, el sallayamıyoruz bazılarına, ve bazıları bize bakmıyorlar bile.
Herkes birinin hayal kırıklığı oluyor işte sonra.
Sonra sonra, hala yaşıyoruz işte.
http://www.youtube.com/watch?v=5vRyzCWPR6w
Bu sadece bir başlangıç. Yaşadıkça, çok daha yenilikler düşecek gölgelerimize. Çok daha fazla ağlayacak gözlerimiz. Azalacak nemi yanaklarımızın. Sessizce dans edeceğiz.
Şimdi bir ipin ucunda düzgün yürümeye çalışan birer akrobat gibiyiz. Yolumuz belli aslında, ama nasıl gideceğiz, sonuna nasıl varacağız hiç bilmiyoruz. Bir kere başladık ya, geride dönemiyoruz. Nedensiz niçinsiz günlerin tam ortasında, kendi kumsalımızda kaleler inşa etmeye çalışıyoruz.
Geride bıraktıklarımız bize ya el sallıyor, ya da biz onlara bakmamak için başımızı önümüze eğiyoruz. Çok mu konuştuk ne? Çok mu söyledik zamanında? Ne kadar gereksiz kavgalardı onlar, tutkulu ama toyca. Ne kadar yanlıştı belki o cümle, ne kadar yanlıştı öznesi.
Bunu kafamızı önümüze eğdiğimiz o saniye fark etmemiz, ne acı.
Yalnızca söylediklerimiz bizi biz yapamıyor. Yaptıklarımız kadar kalıyoruz maalesef. Yalnızca bir çığlık atsak mesela, söylemeden kaçsak, anlarlar mı bizi? Ya da yazsak günler boyu, dindirebilir miyiz içimizdeki vicdanın ayak seslerini?
Bilmiyoruz hala bilmiyoruz ne yazık. Düşünüyoruz, düşünmek şimdi en kolayı.
Kim bilir kaçıncı pişmanlığız birbirimizin hayatında? Kaçıncı cevabıyız söylenemeyen tüm sözlerin? Bilmiyoruz.
Sadece bir kısmını anlatıyoruz, bizdekileri, yüreklerimizdekini. Gidenler o gemide, el sallayamıyoruz bazılarına, ve bazıları bize bakmıyorlar bile.
Herkes birinin hayal kırıklığı oluyor işte sonra.
Sonra sonra, hala yaşıyoruz işte.
http://www.youtube.com/watch?v=5vRyzCWPR6w
Yorumlar