Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Memento mori!

Memento Mori! Küçük bir başkaldırı, ani bir kayıp, akıp giden kum taneleri. İnsanın hayatı anlamasının ucu bucağı yok, her an, her gün, her insan yeni bir sınav, yeni bir mücadele bizlere. Bazı cümleler gerçekten yaşanmadan anlaşılmıyor, hayat üzerine söylenen tüm beylik cümleler gibi, öylece duruyorlar karşımızda. Ancak başımızı kaldırıp gördüklerimizi hissedince farkına varabiliyoruz neden söylenmişler, o ağıtlar niye yakılmış, o satırlar kimlere, hangi yalnız ve uzun gecelerde yazılmış. Ortak geçmiş ne yazık ki daha iyi hissettirmiyor insanı. İlk ve son olmadığını bilmek daha rahat nefes aldıramıyor, belki de o arada bir yerde, kaçıncı olduğunu bilemeyecek olmak da ekleniyor tüm kederlerin üzerine. Bazı şeyler bazı şeylerin yerine var oluyor bu hayatta. Seni asla yalnız bırakmayan dostların oluyor, gülmekten gözünden yaş gelen anıların, bir şekilde seni güldürmeye çalışan insanlar, hiç bir şey bilmeden derdini görebilenler, az hukukla da olsa yüreğine dokunabilenler oluyor

Hala umut var mı?

Ne  ekersek, ne yazık ki onu biçemiyoruz. Hayat anlamaya çalışırken çok çaba sarf ediyoruz ama hayat çok basit cümlelerle sillesini vuruyor bizlere. Bir zamanlar her şeyinizi paylaştığınız, canınızın içinde hissettikleriniz birden bire bambaşka yüzlere dönüşebiliyorlar mesela. Bugün gülen yarın mendillere sığamamacasına ağlayabiliyor. Tüm bunları bilen herkes hayatı öyle uzaktan izlemeye başlıyor sanki sessizce, tepkisizce. Ne bir başkasının acı çektiğini görmek, ne bir başkasının yarasına merhem olabilmek. Çekilmesi gereken neyse çekiyor herkes, görülmesi gereken neyse görülüyor. Bir ceza mı, bedel mi, şans mı bunu kimse bilmiyor, ama ne yaşanması gerekiyorsa, eninde sonunda yaşanıyor. Kaderlerimizi birbirine bağlayan şey ne? Belki hiç biri değil, ne sözlerimiz, ne davranışlarımız ne de hercai giden kalbimiz. Belki sadece bir akışın içinde birbirimize asılı kalıyoruz, ne çok sıkı, ne çok gevşek. Takılı kalıyoruz... Hayatı böyle yaşamak zorunda dayatılmak ne acı... Ya korunaklı yuv