Zaman Hamuru


Günler bir şekilde birbirinin aynısı gibi görünse de, o günlerde verdiğimiz önemli önemsiz kararların sonucu bizi ya beklediğimiz ya da hiç beklemediğimiz bazı yerlere sürükleyiveriyor. 

Zamanın boyutları, ileriye mi yoksa geriye doğru mu hareket ettiği üzerine teoriler geliştirip düşünmek mümkün ve mantıklı olsa da zamanın kendisinin bize er ya da geç hissettirdikleri hep aynı şeyler oluyor işte ve asıl önemli olan da bu gibi.

Zaman dediğimiz, en çok ve en hızlı tükettiğimiz şey, bizlere benzer duyguları bambaşka zamanlarda tekrar tekrar hissettirebiliyor. Ait olduğumuz andan kopup başka bir gerçekliğe ve başka bir yaşantıya dahil olmak, ilk başta korkutucu görünse bile, içinde bulunduğumuzu hissettiğimiz o rahat konum, bir başka evrilmenin sonucu alıştığımız hayatımızın son demleri oluyor aslında. Öyle ki, insanlar ve mekanlar değişirken, hisler ve o hislerin getirdiği ruhsal devinimler kendi kendisini tekrar edebiliyor.


Tüm bunların bilincinde olup hala üzülmek elbette biraz naifçe, ama ne yazık ki, duygular kontrol edilebilir değil. Insanoğlunun kavramlar üzerinden öğrendiklerini hayatlarındaki her şeye uygulamaya çalışmaları yüzünden, bizler duyguları kontrol edilebilen şeyler zannediyoruz hep. Oysa büyük bir karmaşa yaratıyoruz böyle kabul ederek. Duygular, bana kalırsa yalnızca kötü deneyimlerin ışığında değişip daha az kontrolden çıkan bir versiyona evrilebilir. Bunların dışında, hislerin boyutunu yalnızca anlayabilir ve kabullenebiliriz. Hissedilecek olanı mantık çerçevesine almaya çalışarak engelleyemeyiz ancak çeşitli çıkarımlarla , geçmiş deneyimlerle birleştirip şiddetiyle oynayabiliriz. 


Zaman bizi birileriyle ya da bir şeylerle bir araya getirirken bunun farkına ne yazık ki varamıyoruz, ancak belki de ayırırken fark etmeliyiz ki, bir şekilde yine başka bir ayrılıkla sonuçlanacak bir başlangıca doğru yol alıyoruz. Aslında tüm yaptığımız bu. .Duygularını yaşamadan devam edemeyen canlılar olarak başlangıçlar ve sonlardaki hislerimizi kontrol etmeye çalışmak yerine aradaki zamanla bir oyun hamuru gibi oynayıp ona en güzel şekli vermek sanki en doğrusu gibi.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose