Kayıtlar

Şubat, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kül

İrili ufaklı küller dökülüyor üzerimize asla tutamayacağımız, gözlerimize zulm eden alevler var masmavi gökyüzünde. iyi ki diyebildiğimiz tek şey, dünyanın da yaşlanıyor oluşu, bir gün hepsi bitecek nasılsa- diğer tüm her şey- ve insanın şu hep yok etme arzusu. İrili ufaklı dökülüyor üzerimize, keşke sadece mermiler olsaydı- asla geri döndüremeyeceğimiz, ama bir çığ gibi yükselen, ruhlar, mavi gökyüzünde. iyi ki diyebildiğimiz tek şey, bir gün çekip gidecek olmak bu zırvalıktan ta ki o güne dek- hep insanca olsa keşke yaşamak, İnsanca olsa ölebilmek.

Bir müddet sonra-

Bekliyorsun işte, beklemekten başka ne yapabilirsin ki bazen?  Bir şeylerin yoluna girmesini, ellerinden akıp giderken kabullenmeyi, yapabileceklerini ve asla kontrol edemeyeceklerini keşfediyorsun bu yolculukta. Bazıları geliyor ve başka bir fikir filizleniyor aklında, eğer işlevsel değilse giderken götürmelerini umuyorsun, eğer akla uygunsa, o bazıları gitseler bile sen büyütüyorsun o filizi.  Böyle böyle büyüyorsun işte, büyümekten başka ne yapabilirsin ki bazen? Acı çekmeyi, üzülmeyi kim ister şu hayatta, her geçen günle bir şeyler taşırken gelecek zamana, bir şeyler düşüyor ellerimizden, başka bir şeyler yakalayabilelim diye.  Arkana bakma diyorlar, düşürdüklerin genellikle geri gelmez. Başını zoraki önüne çevirmeye çalışıyorsun ama, ya yanında yürüyenler? Zaman akıveriyor ve her gün birbirinin aynısıymış gibi gelirken bazen, kendini bambaşka biri olarak görüyorsun bir sabah aynada. Değişiyorsun işte, değişmekten başka ne yapılabilir ki zaten? Evrilmek doğanın nefes