Bir müddet sonra-

Bekliyorsun işte, beklemekten başka ne yapabilirsin ki bazen? 

Bir şeylerin yoluna girmesini, ellerinden akıp giderken kabullenmeyi, yapabileceklerini ve asla kontrol edemeyeceklerini keşfediyorsun bu yolculukta. Bazıları geliyor ve başka bir fikir filizleniyor aklında, eğer işlevsel değilse giderken götürmelerini umuyorsun, eğer akla uygunsa, o bazıları gitseler bile sen büyütüyorsun o filizi. 

Böyle böyle büyüyorsun işte, büyümekten başka ne yapabilirsin ki bazen? Acı çekmeyi, üzülmeyi kim ister şu hayatta, her geçen günle bir şeyler taşırken gelecek zamana, bir şeyler düşüyor ellerimizden, başka bir şeyler yakalayabilelim diye.  Arkana bakma diyorlar, düşürdüklerin genellikle geri gelmez. Başını zoraki önüne çevirmeye çalışıyorsun ama, ya yanında yürüyenler?

Zaman akıveriyor ve her gün birbirinin aynısıymış gibi gelirken bazen, kendini bambaşka biri olarak görüyorsun bir sabah aynada.

Değişiyorsun işte, değişmekten başka ne yapılabilir ki zaten? Evrilmek doğanın nefes alma biçimi gibi, bizi her an başka bir şeye sürüklerken. Kendini tekrar eden günlerin içinde keşfedilen yenilikler. Birbirini kovalayan aynı yollar içinde keşfedilen yeni benlikler.

Bazen yağmur gösteriyor hava durumunda ama, yağmıyor işte. O şemsiyeyi bütün gün yanında taşıyorsun. Bir şeyler düşünüyorsun onu taşırken, keşkeler belki, belki düşünmeden garanticiliğin içinde siliniyor düşüncelerin. Düşünceler birbirini domino taşı gibi sürüklüyor.

Bekliyorsun, bazen gerçekten beklemekten başka yapacak bir şey gelmiyor elinden. Hiç bir şey öğrenemesen de bunu öğreniyorsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose