Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

* Gecenin izdüşümü

Bazen, Anormal gibi görünen şeyler Normal şeylerden Daha çok dokunur ruhuna. Hiç olmamış bir şey, Olması gerektiğini düşündüğünden, Daha gereklidir sana. Ve sen, Her seferinde Daha farklısını isterken bir şeylerin, Aslında sahip oldukların Yeterlidir nefes almana.

Güneş ve Bahar.

Bir güneş gördü. Bir güneş gördü ve çıkıverdi uzun zaman önce. Bir rüya oldu sonra o güneş, Onu içinde kaybediverdi. Hiç bıkmadı sanmasınlar hayatın renklerinden, Hiç sıkılmadı sanmasınlar sessizliğin sesinden. O yine de gitti. Bu güne kadar geldi. 1 den 2 ye geçti. Yaşamayı seçti.

Paylaşım.

Resim
Çok başarılılar. http://www.abeautifulrevolution.com/

Can you?

Resim
İşte azim, işte cesaret. İşteee meydan okuma. Yavrum ya. :)

METAL

pencerede kedi yalnızlığı metal bir ay fener böyle gecelerde yağmurun sesi kağıt hışırtısına benzer ışık yıllarının karanlık hızında yedi askı daha asılı yıldızlara takıyorum kulaklıklarımı dalmaya ve uçmaya hazır iki kişi olarak bölündüğüm yerde hard'n'heavy slowları yer değiştiriyor içimde bütün kişilikler tek başıma oynadığım çin ruleti bir jeton, bir zıpkın aynı anda işliyor katil ile maktul arasındaki en kısa yol kalkış takımları infilak ediyor dans bittiğinde birimiz ölecek büyük plato bildiriyor koşulları: tek kişilik düello bir metal tango! Murathan MUNGAN

8 Mayıs'ın Gizemi

"Sen neymişsin be Ankara?" dedirten bir günden sonra oturup yazmak gerek yaşananları azıcık da olsa. Çünkü ne kadar anlatsam da, o an gibi olamaz yazdıklarım. Saat 10 da başlayan yolculuk, 6 buçuğa a doğru, ayaklarımıza tabir-i caiz'den öte bir kara su indirmişken sona erdi. Hande, Çağın, Erkin ve bendeniz, önce 100 adet kuşu bir arada beslemeye çalıştık. Tabii kuş pisliğinden kaçmak ayrı bir beceri istiyordu. Yemci amcanın hüzünlü hikayesi, bir düşüncesizin yalnızca kuşları ile bir fotoğrafı çok görmesi ona, bize de çok dokundu. Onu öylece otururken bir de biz çektik, sözümüzü verdik ve devam ettik yola. Ruşeymli ekmek i bulmak en az faydalarını öğrenebilmek kadar zevkliydi zevkli olmasına ama, Hacı Bayram Camii yöresine ilk kez giden bizler, insan çevresinin nasıl bu kadar keskin değişebildiğine şaşırdık doğrusu. Elimize erotik shop kağıtlar mı dağıtılmadı, ameleler mi görmedik yollarda. Hacı amcalar, sakallı amcalar, sadece amcalar da cabası. Velasıl kelam, geldik arka

Damla

Resim
Ağlamak geçiyor içimden. Ağlamak geçiyor, Geçiyor, Geçiyor, Yavaş yavaş, Sessizce, Geçiyor.

ReK lam LaR

http://www.formspring.me/whatsonmymind reklam böyle bir şey olsa gerek.

Baba Zula - Bir Sana Bir de Bana

Zeynep'in 8 gününde duymuştum, hatırladım. Başka yerlere alıp götürebilesi yüksek bir şarkı. Bir sana bir de bana...

01025020 ve mayfest anıları

Yeni kayıt'a basarak yeni bir ayı karşılamanın vakti geldi diye düşündüm ve başladım yazmaya. Güzel şeyler geçerken akıldan susarken bu dil, birden bire nasıl da şakıyor mutsuzlaşınca? Aslında mutsuz falan değilim, dalgalı halet-i ruhiye insanın doğasında var. Dolayısı ile ne yazmayışımda bir gariplik var ne de içim içimi yiyerek durmaksızın bir şeyler karalamamda. Okulumun ilk şenliği ile tanıştım bu hafta. Üniversiteli olma ruhu ve insan profillerini gözlemleme olanağı beni hayli sevindirse de, her seferinde farklı olan ve olmayan arasındaki uçurumun derinliğini biraz daha olsa sıkça hissetmek, nefes almamı güçlendirebiliyor. Hayat'a ilk kez dokunduğum yer de şenlikteydi aslında. Yaşayan kütüphane'de, bir gay ve bir şizofrenle konuştuk Yasmin'le. Hayat sağımızda son ses müzikle dans edip kendinden geçenle karşımızdakiler için aynı değildi. Yine birinin dediğine geldim, hayat adil değildi. Ama yine de, bunun farkına varabildiğim için gülümsedim. Sokak çalgıcılarını böl