01025020 ve mayfest anıları

Yeni kayıt'a basarak yeni bir ayı karşılamanın vakti geldi diye düşündüm ve başladım yazmaya.

Güzel şeyler geçerken akıldan susarken bu dil, birden bire nasıl da şakıyor mutsuzlaşınca?

Aslında mutsuz falan değilim, dalgalı halet-i ruhiye insanın doğasında var. Dolayısı ile ne yazmayışımda bir gariplik var ne de içim içimi yiyerek durmaksızın bir şeyler karalamamda.

Okulumun ilk şenliği ile tanıştım bu hafta. Üniversiteli olma ruhu ve insan profillerini gözlemleme olanağı beni hayli sevindirse de, her seferinde farklı olan ve olmayan arasındaki uçurumun derinliğini biraz daha olsa sıkça hissetmek, nefes almamı güçlendirebiliyor.

Hayat'a ilk kez dokunduğum yer de şenlikteydi aslında. Yaşayan kütüphane'de, bir gay ve bir şizofrenle konuştuk Yasmin'le. Hayat sağımızda son ses müzikle dans edip kendinden geçenle karşımızdakiler için aynı değildi. Yine birinin dediğine geldim, hayat adil değildi.

Ama yine de, bunun farkına varabildiğim için gülümsedim.

Sokak çalgıcılarını bölümümün önünde gün batarken dinlemek de ayrı bir zevkti doğrusu. O ilk gün, okulu ziyarete geldiğim ve ön yargılardan boğulmak üzere olduğum son günden yine utandım.

Bunlar şenlikte yaşadıklarından sadece bazılarıydı. Güzeldi güzel olmasına ama değerini anlamak için mezun olmak gerekmesin istiyor ve dilediğimce geçirdiğim için seviniyorum.

22 Nisan randevum bana 1 ay daha şans tanıdı bu arada. Doğum günümden bir hafta sonra, çirkin betty dönüşümümün (umarım) son aşamasına adım atacağım. Her şey güzel gitsin istiyorum. 12 yılın sonu güzel gelsin istiyorum.

İstiyorum da istiyorum!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose