Kayıtlar

Nisan, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şans

Farkında olsak ya da olmasak da, hayatımızda olumsuz olarak gördüğümüz şeyler, farklı olarak da olsa olmuş şeylerdir. Muhtemelen hiç bir zaman böyle düşünmeyiz, şahsen ben de hoşlanmadığım halde gerçekleşen olaylar için çoğunlukla böyle bir tavır sergilemem. Ama bazen, küçük küçük ayrıntılarla yüzümüze çarpılan bazı gerçekler var, kabullenmemiz gereken. En sevdiğim kitaplar arasında ilk sıralarda olan "Sana gül bahçesi vaadetmedim" bu anlarda aklıma gelir hep nedense. Adı pek çok şeyi özetlemekte aslında, hayat bize gül bahçesi vaadetmemiştir ama biz gülleri beklediğimiz için, etrafta var olan diğer çiçekleri göremeyiz. Hayır. Anlattığım şey "Küçük küçük şeylere sevinmek" 'den daha fazlası. Yalnızca, hayatta kendimizi şanssız hissettiğimiz noktaların değil de, belki de bizi şanslı yapan ama farkına güç bela vardığımız diğer şeylerin varlığı. Evet, tam da bu. İşte ben de böyle bir farkına varışın içinde buldum kendimi bugün. Sokaklarda güle bağıra yürü

İstanbul'da bir gün..

Uzun bir aradan sonra, tekrar yola çıkmak heyecanı... Sanki hiç gitmemişim, Ankara'ya geri dönmemişim gibi buldum İstanbul'u. Ne kadar zaman geçmişti ki zaten. Altı üstü 6 7 ay... 6 7 ayda neler olmazdı ki ama, yaşayıp öğrenip anlamış biri olarak, evet oldukça uzun bir zaman sonra gitmiştim yine de. Göreceli de olsa. Sabahın erken saatinde, yine o gökdelenlerle kaplı yollardan geçerken uyandım. Köprünün ışıkları bile daha yanmamıştı. Önce Beşiktaş'a gittik, oradan Taksim'e. Beşiktaş sahilinde martıları izledik, çiçekçi teyzeden çiçek aldık (!) ve pazarda gezindik. Güzeldik, çok güzeldik. Başkaları da olsaydı yanımızda, daha çooook eğlenirdik. Taksim yine kendi curcunası içine aldığında bizi, biraz yorulsak da, kendimizi Kadir Has'ın denize 0 manzarasında bulunca her şeyi unuttuk. Kadir Has Üniversitesinin gittiğimiz binası, eskiden fabrikaymış. O yüzden binanın iç mimarisi oldukça enteresan bir yapıdaydı. 5 saat süren ve yeni şeyler öğrendiğim panelin ardınd