Adem'in Kağnısı

Hayat, bir kabullenme silsilesi şeklinde üzerimize yağarken, bizler nasıl da "salt" kendi tercihlerimizi yaşadığımızı düşünmeyi "tercih"  ediyoruz... Oysa, düşünün ki, güzel bir günde, telefonunuzu bir yerde unutuyorsunuz, ve panikle onu aramaya giderken en sevdiğiniz yüzüğünüz elinizden düşüveriyor. Maddeye bağlılık şu dünyada olabilecek en zehirli kölelik iken, şuracıkta bir yerlere düşürüp kaybediveriyorsunuz onu. Hayat, işte tam o anda, onun gittiğini ve bir daha gelmeyeceğini kabullenme anından ibaret.

Bilmem kaçıncı kez bir şeylerin olmayacağını anladığınız o ana dönelim şimdi de.  Her seferinde, yeniden olmamasının iyi olduğunu düşündüren binlerce sebebi kafanızdan geçirip kabul ediyorsunuz. Başka şansınız yok, çünkü devam ediyor, evriliyor hayatınız. O anda kalmanız imkansız. Acınızı, derdinizi, göz yaşınızı, kısacası neyiniz varsa hepsini sırtınıza alıp cam kırıklarıyla dolu yollardan yürümeye devam ediyorsunuz.

Aman canım yüzük de neymiş, daha neleri neleri kabullenmiyoruz ki mi dedi biriniz? Dayatılan renkleri, giyilmesi gerekenleri ve giyilmemesi gerekenleri, tercihi saç rengini, olası burun boyutunu, mümkünse inci gibi ve bembeyaz dişleri ve daha nice "niceliği" kabullene kabullene büyümüyor muyuz?  Buna  bir çeşit örselenme de diyebilir miyiz bilmiyorum, bizden önce oluşturulmuş ve bizim hiç bir katkımızın olmadığı bu durum ve olguları benimsemek...

Ve sıkı durun, en can alıcı yanına geliyorum, her şeyden öte ölüm var elbette, kayıplar, çekilen acılar. Tüm bunları nasıl kabullenebiliyor insan? Bir sonraki ana, evet bunlar oldu ama ben yaşamaya devam edeceğim dediği ana nasıl geçebiliyor?  Belki de tam da böyle anlarda hayatlarının birbirinden bağımsızlığını anlıyor. Ne kadar birbirimizle iç içe, girift bir ilişkiler yumağında olsak da, hayat devam ediyor işte, birinin gitmesi diğerlerini nefes almaktan alıkoyamıyor.

Bu yüzdendir ki değerli blogsever, kabullenmek bana göre insanın hayatta başaçıkması gereken en önemli şey.

Büyüdükçe kabullenebilme yollarını öğrenirsek ne mutlu bizlere, belki bir nebze olsun katlanabiliriz şu eski bir kağnı üzerinde kör topal bir belirsizliğe giden Dünyaya.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose