Ode to Dolores

"Something has left my life,
And I don´t know where it went to ah ah ah 
Somebody caused me strife,
And it was not what I was seeking"


Cocuklugunuza, ilk gencliginize ait anlari dusunun. Hayatinizin onemli anlarini sekillendiren kokular, sesler ve insanlari soyle bir hatirlayin. 

Bir pazar ogleden sonrasi mesela, anneniz mutfakta soganlarla bir seyler pisiriyor. Ne yaptigi onemli degil, siz sadece kavrulan soganlarin cikardigi kokuyu animsiyorsunuz. Ertesi gun okula gidecek olmanin diyaframinizin tam ust bolgesinde yarattigi endiseyi bastiran bir koku. 

Arka odada abiniz bilgisayarinda muzik dinliyor. Farkli baharatlarin karisimi gibi gelen bir ses duyuyorsunuz. Ne soyledigini anlamaniz o zamanlarda mumkun degil ama müzigin tinisina kaptiriyorsunuz kendinizi.

Günlerden pazar. Huzur ve endise kol kola gezinen iki arkadas. Bilgisayarda The Cranberries caliyor. Bir kere kaziyorsunuz bunu akliniza, ve iste tamam. Sizi ergenlik sancilarinizdan kurtaracak, ruhunuzu emen yetiskinlik carkindan biktiginizda sizi o salas pazar gunune geri goturecek bir zaman makinasina sahipsiniz artik.

Müzik iste boyle bir sey oldu benim icin. Ceyrek yillik hayatimin bilincli gecen kisimlarinda, dünya icin fazla hassas olan halet-i ruhiyemi sakinlestirecek, belki de en az benim kadar hassas bir sesin tinisiydi beni olgunlastiran.

Insan ölümü biliyor da, cocuklugu kayip gitmis gibi olunca nasil da bakakaliyor. Zaman makinelerimden birinin sahibinin gidisini- her ölüm erken ölümdür- duymak nasil da uzuyor kalbimi. 

Onu tanimak, onu bilmek degil onemli olan. Yazdigi sözlerden taniyorsunuz zaten onu. Hayatta asktan daha önemli meseleler oldugunu söylemekten cekinmemis bir kadinin sesiyken, ayni zamanda kirilganligin, duygularini söylemenin insani oldugunu hatirlatandi. Yeri geldiginde isyan etmenin, dusuncelerini sesli ve acik bir sekilde dile getirmenin  gerekliligini bilen ve bunun icin cesaretlendirendi.

Lise yillarimdan beri hic gormedigim ve konusmadigim bir arkadasimin bana onu tanistirdigim icin tesekkur ettigi insandi. Arkadaslarimin yarisindan fazlasinin duydugunda aklina beni getirdikleri sesti.

Bunlar bendeki anlamlarindan yalniz birkaciydi. Dünyada bir cok insan icin de binlerce anlam tasiyor-du. Ve bunu görmek öyle iyi hissettiriyordu ki.

Iste bu yuzden, aylardir yazmadigim bu satirlari onun icin tekrardan doldurdum. Onun sanatinin benim hayatima nasil dokundugunu, beni nasil gelistirip buyuttugunu bilemeyecegini biliyorum. Ama yillar sonra bu yaziya baktigimda, ya da birisi denk gelip de okuyunca sunu hatirlatmak / hatirlatmak istiyorum; bazen cevremizdeki insanlar üzerinde o esnada bilemedigimiz etkiler yaratiriz,  varolusumuzun anlami da cogu zaman bu anlarda gizlidir. Birbirinin hayatina dokunmak ve daha iyi hale getirmek. 

`You're the little thing, my saving grace´





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose