18 Ocak'tan..
Neler geçiyor aklımdan, neler konuşmak istiyorum bilmiyorum aslında tam olarak. Bekliyorum, bir şeyler söylemek, kendimi tam anlamı ile ifade edebileceğim birini bulmak için bekliyorum. Saçma saban dala geçiyorum bazen kendimle, bazen de yalnızca susuyor, isyanımı içime kusuyorum. Bu bir kavga mı kendimle verdiğim? Yoksa sadece, büyüme sancısı mı ya da kendini keşfetmenin verdiği acı mı? Bilmiyorum. Sadece, hazır olacağım günü beklediğini umuyorum onun da. Onun da paylaşmak için beklediği, düşüncelerin çoğalıp arttığı bir şey olmasını istiyorum belki de beklediğimin. Konuşmak, okumak, anlatmak istiyorum durmadan.
Öylece hiç susmadan paylaşmak istiyorum. Neyi, ne zaman, ne oranda olacağını başıma ne şekilde geleceğini tam kestiremiyorum yalnızca. Bazen öyle bir an geliyor ki, tamam diyorum işte tam sırası ama olmuyor. Hiç kimse, o anda benimle paylaşmıyor bir şeylerini. Zaman geçtikçe geçiyor, alışmak ve kabullenmek kalıyor geride. Her seferinde yeniden öğrenmek, kabullenmek ve sabretmek. Beklemek.
Kelimelere dökmek kolay olsa her şeyi, ya da her dökülen şey kolay olabilse hayatta da. Söylenen her cümle gerçek olabilse, ya da arzulanan, beklenen… Satırlar su gibi akıp geçiyor işte şimdi ellerimden, bir şeyler geliyor dilimin ucuna ama tam olarak ne ben de bilmiyorum aslında. Dedim ya, bekliyorum yalnızca. Sonra işte yazıyorum yukarıdaki satırları.
İyi geceler, Ankara.
Yorumlar