Tos tos

Ağustos yuvarlak bir aydır. Tıpki bir ağustos böceği gibi.

Geride bıraktığım pembe renkli köprüyü, üzerine ay ışığı vurmuş denizi ve hatta her gece aynı saatte beni uyutmayan çöp kamyonunu bile şimdiden özledim. Bir ay önce içimdeki korkularla yeni bir maceraya atılırken yine zamanın geçişini görmek insana garip bir uyuşmuşluk ve anlamlandıramama hissi veriyor.

Şimdi, biraz daha değişmiş ve insanları biraz daha tanımış bir halde, tatilimin kalan yarısına devam ediyorum.

Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı gibi biri olmak var aslında. Çalışmadığı için değil istemediği için gezip tozmak, öğrenmediği için değil dile getirmediği için susup sadece gözlemlemek gerek hayatı. Sadece sokak isimlerini araştırmakla bir ömür geçebilir mi? Buna inandırıyordu Aylak Adam.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose