Şov mast go on.

Zaman, yazmak zamanı olmalı artıkkkkk! Stres; bitt!! (bir süreliğine) Yeter, biraz da ruhuma dönmeliyim, sesszice, ben olmalıyım. Dedim ve koyuldum yine bilgisayarın başına. Yalnızca kelimeler değil yazdıklarım. Düşünceler parmaklarımın ucunda.

Bir çoğu geldi geçti bugüne kadar. Gelecek ve geçecek bir başka çoğu da. Zaman izin verse de, her anı dökebilsem yazıya. Zamana inat dondursam bugünü.

Of. Sıkıldım sıvı temelli yaşamdan. Çivilerin acısı çabuk unutuldu. 500 dolarlık bebek olarak dolanıyorum Bilkent semalarında artık. Bir sonraki sonbahara kadar-en azından- umarım...

Erdinç abiyi aradım. Randevu için. Seni unutmak mümkün mü dedi, tez kapağına koyucak beni! (wuhu!:P) E tabi, 12. yılımda hastaneye demirbaş yapsalar beni yeridir.

Neyse, bu hafta içinde aşkın kimyası, kuantum kimyası, kimya kim ya? gibi kavramlara temel cevaplar aradım.Bazı aşamalar kaydettiğimi göz ardı edemem.

Ama observation raporumu daha sonraki bir güne atıyorum yineee. Ne yapalım, okul devam ediyor. Ödevler ve sınavlar da.

O zaman! şov mast go on!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose