Bilindik-2


Bilindik. Ciddi. Garip bir Şarkı.

Kendimizi her şeyden soyutladığımız anlar vardır bazen. Kimsenin aslında gerçek davranmadığını, herkesin yaşam telaşı içinde içine girdiği rolü oynadığını fark ettiğimiz anlar. Bir şeyi bilmek her zaman bir adım önde olmak anlamına gelmez. Yalnızlığımızın farkındayızdır belki de, ama ona olan vazgeçilmez tutkumuz bizi daha mutlu biri yapmaya ne yazık ki yetmez.

Herkesin karşı çıktığı biri nasıl olur da kendini ifade etmeye böylesine devam edebilir? Farklılıklar nasıl olur da bir arada yaşayamaz hale gelirler, anlatılmaz, dayanılmaz acılara neden olurlar?

Sanırım her şeyin tek sorumlusu, içinde yaşadığımız dünyayı, ağaçları, çiçekleri, yerin ve göğün tüm katmanlarını fazla ciddiye almak. Ciddi. Kulağa garip geliyor, ama evet, garip bir toz bulutunun içinde, uğraştığımız “kocaman” işlerle yaşarken bizler, ‘‘ciddi ciddi’’, hayat kendi süregelmişliği ile akıp gidiveriyor önümüzden.

Her seferinde diyorum, bu kez daha rahat yaşayacağım, daha farklı olacak. Olmuyor. İnsan belki de en çok acıyı en çok ciddiye aldığı şeylerden yaşıyor hayatta, onları ciddiye almazsa mutsuz, yüzeysel yaşayacağına inanıyor çünkü. Garip.

Şimdi, kendimi soyutladığım bu anda, yani hani şu herkesin üzerine düşen rolü yaptığı zamanlardan birinde, şarkıların yalnızlığın en büyük oyunbozanı olduğuna inanıyorum.

Bir başkasının ruh halini paylaştığımız, onun gibi olmasa da anlatmak istediği gibi hissettiğimiz o 3-5 dakikalık zaman dilimleri, belki de ruhumuzun en büyük daveti... Belki kimselere anlatamadıklarımızı, kayboluş ve tekrar bulunuşlarımızı  ve hatta belki de yaşadığımız şeyleri tekrar tekrar yaşama isteğimizi anlatıyoruz şarkılarla.

Şarkılar susmasın diye, tekrar tuşuna takıyoruz kancayı. Tekrar tekrar, döndürüyoruz şarkılarımızı…

18.08.11

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose