One is the loneliest number.

Bla bla bla.


Hızlı bir başlangıçla, yeni bir aya ve döneme başladım bile. Hızımı alamamamın nedeni asla şahsi bir durum değil, zira Bilkent bu, hayatı hızla yaşamayı öğreniyor insan bir andan! Herkes tatillde dinlenirken işte, tam da öyle bir zamanda, biz yine başladık koşuşturmaya.

Alışmak bir şeylere hep zordur ya, belki de odur sıkan, yoran şey bizi. Anlatmak kolay değildir ya her zaman alışamadığını, o yüzdendir belki isteksizce istekli gibi görünmek.

Alışılmadık şeyler oysa her yerde, her an bizimleler.
Yeni bir sabaha uyandığınızda, sevdiğiniz birilerinin kaybını görmek, bir şekilde mutlu olamayan insanları, hayatının son baharındakileri, hayatta bir yere gelmeyi bekleyenleri görmek gibi, ansızın gerçekleşen ya da daha önceden de var olan durumları anlayabilmek ve anlamlandırabilmek zor olsa da, bizimleler.

Bazen bazı şeylerde mantık aramamak, en mantıklısı galiba.

Şu sıralar böyle düşünmekteyim en azından.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose