Yolculuk

Yolculuğun uzunu kısası olmazmış. Yolculuk, 5 dakika da olur, 5 gün de. Öyle olunca, insan istediği hikayeyi, istediği karakter tahlilini bu iki farklı uçtan birinde-ya da arasında- yapabiliyor ister istemez.

Garip bir kış günündeyiz. Kar yağıyor, dağlar karlı. Ama yem yeşil bir alandan geçiyoruz, insan bozkır bitki örtüsünde yaşadığına inanamıyor adeta. Sonra ne mi oluyor? Duuuur dur diyor bozkır, karşına neler çıkartırım ben senin daha. Bir kaç kilometre sonra, öyle kısa, öyle kuru otların olduğu yerlere geliyoruz ki, işte diyorum, benim bildiğim İç Anadolu!

Bir ara uzun, grili sarılı otların saç gibi bir yöne taranmış gibi göründüğü bir yerden geçiyoruz. Kendimi, karma renkli, uzun tüylü, güvenilir bir köpeğe bakar gibi hissediyorum. Böyle bir renkte köpeğim olsaydı keşke diyorum.

Merak insanın en temel duygusu ya, yanımdaki bayan kendini alamıyor beni tanımaktan, nereliyim, okuyor muyum, kaçıncı sınıfım.. Tatile geldin değil mi diyor, dinlenmeye, suya girmeye. Evet deyip geçiştirsem de, onun daha fazlasını bilmek isteğini sezebiliyorum gözlerinden. Arkadaşlarına beni anlatıyor, böyle böyle diye. Evet işte tanıdık bu genç kızcağızı da!
Meğersem, öğretmenmiş o bayan. Niye daha önce düşünemedim ki diyorum, zaten öğretmenlerden başka kim merak edebilir bu kadar?

Şarkılar dinlerken ben, birden geliveriyoruz eve. Bayan duraksıyor, aynı yerde inmeyeceğiz galiba. Hayır diyorum ben burada ineceğim. Daha fazlası yok maalesef, kesişim kümemiz ancak 1 ya da 2 elemanlı. Veda ediyor ve evin yolunu tutuyorum.

Dedim ya, yolculukta 1 di 5 ti olmazmış. Bunu anlıyorum bir kez daha. Gözlemlemek güzel, gözlemlemek neşe veriyor çoğunlukla. Ama farkına varmak bazı gerçeklerin veya üstü kapalı şeylerin ve "sorunu" olmak genelde o şeylerle, işte bunlar üzüyor adamı.

Ama yolculuk bu ya, kaleme geliyor dil. Anlatıyorum ne geldiyse başıma.

Anlatınca eskiyor dediği gibi şarkının, ama düşler, onlar hep taze.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Walking through

Kesfedilmemis Element

No Screws Loose